24 Ekim 2015 Cumartesi

Sese Kayıtsız.


pasajlarda umutsuz
cereyana sırt çevirmişiz

eşiklerde bekleyip
gevremiş sabrımıza hayran
kan sızar gibi susmuşuz
yaranın kendisiyken

kötü şiirler düşleyip
çok çay
aç karna
sevdalarla donatılmışız ya
gelip geçenlerden artanlarız

yansımalarda eksik
tınılarda aksak
bir garip
biz ki
sevdalarda soluksuz
yarışa girmeyen atlarız.




Çağdaş Ünbal







18 Ekim 2015 Pazar

Karanlıkta.


ben burada ışıl ışıl salonlarda
uyuklarken televizyon karşısında
saatlerdir elektrik verilmiyor oralarda
ne yaptın kim bilir
belki eğilmiş bir sigarayı ateşleyip
beni düşündün

tavanı seyrettin karanlıkta
bir yerlerinden sıyrılıp kafanın
oturuverdim oracığa
sıcacık baktın
içinde çay sunma telaşıyla
kim bilir belki başka düşler kıvılcımlandı
ellerin buluşunca saçlarınla

ben burada uyuyakaldım
aydınlıktı

sen orada karanlıkta
belki cam kenarında uzun uzun yokuşu seyrettin
evine çıkarken seni soluksuz
beni sesine hasret bırakan yokuşu
orada sesi düşledinse ne u'mutlu
yoksa bu şiirin kalibresi bir kuş bedenine fazla

kim bilir
yanağında saç telin
buğday tarlasını..

yanağını unutuyorum.





Çağdaş Ünbal





6 Ekim 2015 Salı

Sızıdır.


baba beni göm

yağmur düşmeden evvel
kokusunun üstüne tünemiş
sert ve
yaşamı hatırlatan; toprakla

her yanımdan sıyrılan bu aba
fikrim ile müstesna bir hanımefendi ile aramda'
anca bez
ona kalsa kadife

solumak mı dersin adına
yoksa dua mı
bu böylece yatan soğukkanlılık
allah ile aramda'
gölgem eksik olsun

baba beni göm.




Çağdaş Ünbal