28 Ağustos 2015 Cuma
Allah ve Meteoroloji Hakkında
eşik bilmez'e
çok yenildik allahım
gözümüzde tütüyor
varmanın her toz zerresi
şu mavilik
şu çarşaf
ve şu nazır denize yapılar
bizim sokaklardan görünmeyen,
pilot kalem, şiir
isyana şerh düşülmüş açlıkla bir türlü izah edilemeyen
köhnemiş sloganlar arasında
sürekli bölünen vatanın ötekileri olarak
boy veriyoruz allahım, gelme çok derin
gökyüzü terk edilmiş stadyum bize
kirli ve uğultusu dönmede
çatılar anten sağanağı
bir kanal tutuyoruz
tuttuğumuz yerden şifreli
sekseniki ekran süper kahramanlar
toprağında çürüyen kavunun kokusu hep
şuramızda kokan
allahım güceniyoruz.
Çağdaş Ünbal
22 Ağustos 2015 Cumartesi
10 Ağustos 2015 Pazartesi
Rüyadan Evvel
'kahpe felek sen o zaman gör beni beni'
Muhlis Akarsu
güldüğüne şahit olamıyorum
ve bu
zamanı bir yerlerinden kırıyor
pencere pervazında saksılar
kendi yansımalarına baka baka
gayret gösteriyorlar sararmaya
denge yitiyor
aklımın ucuna gelip yitiveren
bütünlüğünü bir türlü oluşturamadığım sen
bir soyut çalışma olarak kalıyorsun
çokça baktığım kumral sayfalarda
ekip biçilen bir şeymiş gibi hatır
hırsla sallıyorum kazmayı usuma
allahım utandırma
Çağdaş Ünbal
Bozkır Güzellemesi
yağmuru bekleyen kadınlar
ilk kez görüyor gibi
öylece seyre daldılar bozkırı
bu, kara duadır dediler
ve tülbentlerini birer ikişer
birer ikişer dallara gerdiler
ki bu bir alıçtı
belki bin
belki on bin yaşında, soylu
bu ademin oğludur dediler
alınları gergindi
berekete niyetlendiler
bulutlar aralandı
alıç çatladı
bir damla dahi düşmedi toprağa
kadınlar güneşe sırtlarını verip beklediler
çokça beklediler
dal kıpırdamadı
güneş çok uzaktan gelmiş gibi
soluklandıkça soluklandı
entarileri sırılsıklam oldu terden
toprağı eşeledi biri
toprak eşelendi başka biri tarafından
toprak
gidecek yerleri yoktu.
Çağdaş Ünbal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)