30 Ocak 2015 Cuma
Ölmeden Uyuyamayanlara
ne zamandır sakalsız gezen şair
aslında gömülmemiştir.
uykusuzluk problemine çare olmayınca gece
zulada unutulmuş ne varsa tana ağarır
romanının son satırlarına ölümü sığdırır yazar
darp edilmiş haysiyetini öper de başucuna asar kadın
dünya döner,
su bulanır
su arınır
ayna her zaman karşısındakini göstermez
çiçektir solar, gökyüzü daim
aklının ucuna takılı kalmış da
gerisi çözülmüş gibi düşünceleri
tik tak tik tak tik tak
geçmiyor
bir adet kalem pil
sağır geceye dil
duvara basınç
şaire dert.
Çağdaş Ünbal
Ben, Cehennem Ve Diğer Şeyler Hakkında.
annem dua ederken
allahın çırağıyım yeryüzünde
çünkü masumiyet
suretimi dengeleyen gözlerime ayan
ki suretim helak kelimesinin hakkını verme konusunda-
kutsal kitaptan alıntı gibi*
bunu anneme söyleyemem çünkü;
şirk, kafesinde tutulması gereken vahşi bir hayvan
öyle inanıyor
öyle inanıyoruz
biz ailecek
kafeste şirk besliyoruz
Çağdaş Ünbal
11 Ocak 2015 Pazar
Sıvasız Kaygılardan Yola Çıkarak
ekmeği ve suyu zehr'eden sabır
voltayla dinmeyen sızı
morfinden habersiz eczacı kalfaları
her şiirin üzerinde bir barkod
alım gücü yani
geçinme kaygısından öte
entelektüel piyasalar
ve yine bizi bize düşman eyleyen sarı bir idealizm
(-
gülüşün yek'çare
gömlek cebimde filizlenen kansere,
soğuğa ve bütün imkansızlıklarıma
ki ben bütün bilinçyoksunluğumlahakimkenyokluğuna
tenleri beyazca,
sakalları bi'karış
pozitif bilimler adı altında
-ulu orta
gebelediler kışı bahara.
Çağdaş Ünbal
3 Ocak 2015 Cumartesi
Kaldırımın Öte Yanından.
bahçelerimizde yetişmeyen çiçekler adına
gölün akşamüstü yeşilliğini düşünmek
dağın duruşuna şaşarak bakmak
inanmak bir tanrının varlığına
ve
elbet parmaklarımın gezinmesi saçlarında
bütün iyiliklerin anasıdır
bilmezsin.
bulvarlar dolup boşalırken
sahile inen yol sana çıkmış gibidir ki bu,
haftalardır su görmemiş hippopotamus açlığına denktir
bilmezsin,
bilmem.
seni düşlemenin kıyısına yerleşmiş ben
gözlerinle mukayese ettiğim dünya renklerinin çaresizliğine-
saatlerce gülebilirim
ki bu tanrıyı gücendirebilir
-gülme
çünkü bir tanrı en çok kibrinden vurulur
ve sen
tanrıları kıskandıran gülüşünle
salındıkça zihnimin sokaklarında
bütün lunaparklar bana tahsis edilmiş sayılır ki
elektrik kesintisi mevzuat dahilindedir
çünkü o çiçekler
hep komşunun bahçesinde yetişir
-herkes bilir..
gölün akşamüstü yeşilliğini düşünmek
dağın duruşuna şaşarak bakmak
inanmak bir tanrının varlığına
ve
elbet parmaklarımın gezinmesi saçlarında
bütün iyiliklerin anasıdır
bilmezsin.
bulvarlar dolup boşalırken
sahile inen yol sana çıkmış gibidir ki bu,
haftalardır su görmemiş hippopotamus açlığına denktir
bilmezsin,
bilmem.
seni düşlemenin kıyısına yerleşmiş ben
gözlerinle mukayese ettiğim dünya renklerinin çaresizliğine-
saatlerce gülebilirim
ki bu tanrıyı gücendirebilir
-gülme
çünkü bir tanrı en çok kibrinden vurulur
ve sen
tanrıları kıskandıran gülüşünle
salındıkça zihnimin sokaklarında
bütün lunaparklar bana tahsis edilmiş sayılır ki
elektrik kesintisi mevzuat dahilindedir
çünkü o çiçekler
hep komşunun bahçesinde yetişir
-herkes bilir..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)