trenlerin soluklandığı yerde
bileğini kalaya çekiyor
kara gözlü bir vatman,
kimsesizlerin,
gölgesi olmayanların bakışlarından
yılkı sürüsü gibi geçiyor zaman
vitrinler daha kararmamıştır
sokak lambaları ve köfte tezgahları harlı
otel barlarında kadehler dolup boşalıyor
incecik bacaklarıyla orospular şakırdıyor koridorda
bacaklarına bakıp inanamıyorsun
dünyayı taşıdığına
bir kadeh daha.
geceye hazırlanan sokak
sabaha soyunuyor
onlar giyinirken
ve talebeler düşüyor yollara
bazıları çoktan..
sonra çöpçüler
ellerini
nefeslerin buğusuyla(..)
bakıp ellerine
mahkum olduğuna(..)
ve eteklerinden
şehir çöplüğüne düşmektedir su çiçeği
bir dolu kadehte
karanfil gibi kırılmaktadır
yarına inanmayanlar.
(otopside bu yazmayacak.)
Çağdaş Ünbal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder