25 Nisan 2015 Cumartesi
Dalda Kuruyan Sevda Türküsü
'diley diley yar'
gün salkım saçak,
bıraktığın yerden selam.
uyanıp ağrımı emziriyorum
aynada bir eski zaman şairinin dizesi gizliyor;
sızıntıdan ibaret
ve ibret olan kalıntılarını
ekmeği ve uykuyu rüsva eden
ve muhakkak orada öylece durarak
sessizce solan hayatıma -tanık- sen
yerinden ayrılıp ormanı izleyen bir ağaç gibi
bir başına solumanın hürriyetiyle sarhoş
ve yalnız
ormanı kendin bilerek
bunca kahra sebep,
bu ağrının birebir müsebbibi,
tadı çekilmiş bir hayatı reva gören sen-
orada öylece duracaksın ömrüm boyunca
şiiri yazılmamışlar geçidinde ortalarda
orada öylece bir yerde yani
nihayete erdiğinde hayatın
toprağını gölgeleyecek
adını sanını bilmediğin diyarlardan gelen kırlangıçlar
benim duvarlarım yeşerecek nemden
ağlayacağım
ağrıyacağım daha çok
Çağdaş Ünbal
13 Nisan 2015 Pazartesi
Ekzosfer'den Öte.
dünya her dem Yusuf'a gebeyken
kuyu duvarlarına çizilmiş kürtaj
geç kalmışlığın
ve zulmün eline düşmüşlüğün
aleni kanıtıdır
dağda aya başkaldıran karanlık,
kentte durmaksızın uluyan köpek
kıkırdaması yıldızların ve
günlerdir yağan yağmur
yedi yıl süren kıtlığın sona erdiğinin,
kuruyan toprağın ve göğüslerin
bereketlendiğinin;
Yusuf'un alametidir
artık uzayacak her tel saçın,
bitecek tohumun,
görülecek pazarın, yanan sobanın
karılan harcın
ve umudun şavkı vardır
çünkü
topraktan fışkıracak plasenta
yavan kalmış olana zerk'olmuş
aralanmıştır perdesi
bütün yanlarıyla sırrın
sır,
kuyunun Yusuf doğurmasıdır.
Çağdaş Ünbal
1 Nisan 2015 Çarşamba
Yağmurun Duvağı
'ölem'
en olmadık yerinde zamanın
gözlerine aş'eriyorum;
keder düşmüş göl sakini gözlerine
istasyon kalabalıklaşıyor aniden
gideni saran
kalana pay ediliyor
bir telaşedir ki gör
yokluğun uğultudan geçilmiyor
oysa şimdi seninle birlikte
akşam'üstleri bir başka serinleyecek oralar
daha canlı sardunyalar
deniz bereketli
şen kahkahalar kaplayacak yaya geçitlerini
bense burada
kursak dolusu senle kalacağım;
kussam ayrılık.
Çağdaş Ünbal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)