30 Mart 2016 Çarşamba
Tutukluk Yapan Deklanşör
ağırlığıyla sallanan dala şaşan bir serçe
gelip şuramda duranda
kalbi kırık yılkılar
geceyi öperken orman diplerinde,
sökerken dikişlerini dillerinden
beni bozkır eyleyen bu sevda
kalbimi kırıyor biraz da
ağaran toprağa seriliyor
avcının soluğuyla
boşluğundan vurulmuş olanlar
denizden çok uzakta.
Çağdaş Ünbal
28 Mart 2016 Pazartesi
Sevdadan Ağaran Akşamlarda
bir zeytin ağacına bakarak
bakarak bir zeytin ağacına
seni düşündüm
kollarımda kuşlar
gövdemde bir kaç karınca
bozkır uyku sersemi
tazecik bahar
gözaltı torbalarıma basınç
sol yanıma şantaj
seni düşündüm
akşamüstü müydü
gün mü ağarıyordu
saydım da şu yağmur tanelerini
tam sonsuz ediyordu
toprağın doyumu kadar sonsuz
gökyüzü, gülüşün ve
seni düşündüğüm kadar sonsuz
şu kıvrılan yollarca
aktım,
dönüp dönüp baktım şu boşluğa
ayakkabılarım çamur içinde
sakallarımda buhar hıncahınç
soluk alıp verdim
büyüdü filizlenen yanları bir ormanın
soluklandım da seni düşündüm
şehir ateş böceklerini yaktı
bir baba işten döndü
duraladık,
kuruldu sofralar
bakıştık aynalar olmadan
seni..
Çağdaş Ünbal
23 Mart 2016 Çarşamba
Su ve Denklem
her vapur denizin uykusunu böler
akşamın sahiplerinden
yani
travestiler,
defin arayıcıları,
ve mezarlık bekçilerinden sıyrılıp
giyitsiz kalmış gibi güneş
hani
anadan üryan konmuşken
küften ve tozdan kararmış demirlerine balkonun
uyanıyor ebe gümeçleri,
gün'aşıkları
ve
karıncalar çiğniyor
toprağın geceden tutulan yanlarını
suyun durulduğu yerden
geride kalmış salyangoz azmiyle
ağaç dallarına ilerleyen-
vaktinden sonra gelen
yahut kapıda karşılaşılan
bütün tabiatı bir ah ile hallaç eden-
sıvası dökülmüş mekteplerde
duvarları süsleyen
kuru boyalı tablolarda
mevsimler.
yeryüzünden arta kalan
bir meşgalesi vardı onların
şimdi hatırlayamadığım
sonra-
bileklerimde
uçaktan artığı soğuk metalle çizilmiş
bir akşamüzeri tasviri kaldı geriye
ah.
Çağdaş Ünbal
14 Mart 2016 Pazartesi
Ön'sızı Olarak D.
borsa haberlerine geçildiğinde radyoyu kapatanlara'
şehri en çok cam kenarından görüp
buğusuna çizemediklerinden muaftır vatan
uğruna ölünecek bir şeymiş gibi
öldükçe parçalanan
tam zamanı sardunyaların
dünya denilen yere taharet mi dersin
balkona renk,
vicdana soluk mu
ölme canım kardeşim
uzuyor günler
parklarda tazecik bahar..
çağdaş ünbal
13 Mart 2016 Pazar
Çaresizlik Üzerine
gölgeler oynaşıyor dalların arasında
gecenin en olduk yerindeyim
saç'diplerim mayın
ellerim kendine ağır
bir çocuk karanlığı soluyarak uyuyor-
aklıma bendir tutuşun geliyor
bileklerinde oya
günün en olmadık yerinde
adına sadık
dudaklarım yara
pamuk pamuk umutlu oysa
yokuş ile gökyüzü
-galip
ve kırgın biraz
suskunun yazgı olduğu yerlerden
yorgun yılkılarla gelmişler
benim aklım fikrim bileklerinde
dudaklarım yara
üstelik zift bulaşmış uykusuzluğumla
karanlığı..
Çağdaş Ünbal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)