26 Mart 2013 Salı

Yağmurlu Günlerde Ağlayacak Kadar Sevmek

utanılacak bir şey değildir elbet
yağmurlu günlerde ağlayacak kadar sevmek
durup durup sevgilim diye seslenmek olmayan sevgililere.

sen şimdi durup dururken sevsen güzel bir kadını
şiirler derlesen gecelerce kitaplardan
aktarlarda sabahlasan
rüyalara yönetmenlik etsen
sevsen
anla işte
daha önce başından geçti bilirsin
canlı kanlı bir bahar sabahı gibi seversin
henüz denenmemiş bir dans figürünü icra eder gibi
çiçekleri dökülen ağaçların altından ıslık çalaraktan yürürsün.
gündüz hayalinde gece düşünde
dalda çiçekte kuşta kanatta
toprakta tohumda
anlayacağın hayatın içinde yer versen bu kadına
anla işte fazla mesaiye girmiyor sevda kitabında.
yağmur yağarken ağlayabilecek kadar sevme mertebesine erişiyorsun
yani ölmemişken daha 
gömseler toprağa seni
papatya olarak bitersin oracıkta
bunun bilincinde emin ol ki arkadaş
yağmur yağar eğilir incecik yaprakların
ve sevdalı bir çifte seviyor sevmiyor diye heyecan yaşatamadan solarsın
evet biraz acı bende biliyorum
gecelerce kanadığım oldu sevdadan
elbette acı olacak yağmur yağarken ağlayacak kadar sevmek
bunu bil öyle sev
sinemalar
çocuk parklarında ki banklar
kent ormanları
ve o güzelim güzeli hayaller
senin dışındaki insanlar için
yani öyleymiş gibi geliyor bu durumlarda
ne yapayım be arkadaş kimsenin elinden bir şey gelmiyor 
bazen de sen bazıları için diğerlerinden oluyorsun
ne bileyim sevdiğin kızla sokak başında karşılaştığında falan
yahut bir gülücük anında gözleriniz takıldığında havada
amma uzattım bağışla arkadaş
sev sana sevme demem 
ama bil başına gelecekleri
çocuk parklarındaki bankta
elinde sönmek üzere olan sigaranla
hafifte sarhoşken aslında
yalnız oturmayı göze al 
al da öyle sev.

Çağdaş Ünbal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder