sen gülerken
gözlerimizin temas etme ihtimaline karşı
-bir avuç zencefil eşeledim fesleğene-
avuçlarımda su verdim kırlangıçlara
tuttum
uzak sahil kasabalarını düşledim -adettir-
kar altında harlanan yüreğime
ekmek ufaladım
bakma öyle -berekettir-
leyla kim diye sordum sonra
soluksuz cevapladı yarım kalmış elma
çok diş izi çıkardım yaralarından -sen sorma-
voltada kırdım bacağını umudun
payıma düşeni almadım ya gülüşünden
bırak yürümeyi
kalkmasın istedim bir daha ayağa
yoksa ne volta bitiyor
ne sen bana gülüyorsun
bu öyle bir döngü ki
hangi çiçeğe uzansam
adın yankılanıyor kulaklarımda
gözlerime otağ kuruyor
tahliye olmanın sevinci
söylesene leyla
kim bu hikayede bülbülün katili?
Çağdaş Ünbal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder