haberin yok
gecelerde karanlığı yarar ıslığım
bana mısın demez kapılır yellere
seni düşünürüm
çayın altına su çekerken
bir ben bilirim ellerinin coğrafyasını ezbere
yaylasında söylediğim türkü
durur parmak uçlarında
şaraba elma dilimlerim acımasın dilin
kısarım sokağın sesini sen konuş
kelimelerin
en çok bende karşılık bulur
devrik cümlelerini en güzel ben kaldırırım
haberin yok
aktar ne bilsin ağrıyı
jokey bilmez atın ciğerini
coğrafya hocaları bilmez
hozat'ta kışın nasıl geçtiğini
oysa ben bilirim
gözlerindeki hozat ayazını
o ayazda koşarım sana
ciğeri çatlamış bir at gibi hissederim kendimi, soluksuz
aktar ne bilsin bu ağrıyı
senin ağrını en iyi ben bilirim
muhtemelen kronikleşir
o atları vururlar
hoca emekli olur
kan çekilir
ve evet kan çekilir
yazmaz tarih kitapları
rafları süslemez devrik cümlelerin esir aldığı şiirler
ben dahil kimse bilmez
meleklerin sana soracakları soruları
ben bir söğüt ağacının altında
bir ikindi vakti
seni düşünürüm
en çok gözlerinde üşürken
ve hozat ayazına hiç denk gelmemişken.
Çağdaş Ünbal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder