katlanır olsaydı bir takım acılar
ve cepleri gömleklerin
olmasaydı o hayati organın üstünde
bir karanfil gibi durabilirdi
katlanılan
yahut dürülen acıları insanoğlunun
uzanıp kağıda
bir şeyler karalayabilirdi insanoğlu
anlamaya-bilirdi
konuşma isteği olmasa bir başkasıyla
kelimelerin eksik anlamlar taşıdığını
kaldırıp başını balkonu gözleyince
kuşlar anladılar,
mevsimin göçe beş kaldığını
insanoğlu bu
bilmeli
vakti gelince
yer çekimini bizzat denemeyi
karanfile kan bulaşsa ne olur
kırlangıç göç yoluna düşmüşse, yuvayı unutmaz
insanoğlu bu
soğuk betonda cansız uzansa da
rengini belli etmeyi bilir
-genellikle koyudur-
gömlek cebinden sarkarsa acıları
malum insanoğlunun
sığdırmak için kazılır mezarlar
bana mısın demez oysa
baharın durur isyana
yer çekimine inat, gökyüzüne sevdayla
gerisi malumdur
bozukluklara temizler çocuklar mezarları
kafa yapıcı ne varsa
-elbette çiçekler dışında-
bozukluklar gider oralara
mezarlıklar diyorum
bir şeyler anlatmak ister gibiler.
Çağdaş Ünbal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder