30 Mayıs 2013 Perşembe

Bir Akşamüstü Şiiri -elbette trenler dahil-


trenler, ağır taşıma araçlarıdır
onca kederli bedeni taşıyabilmesi bundan.

yine bir akşamüstü
evet akşamüstü
çünkü yalnızlık o saatlerde demleniyor
bir insanın aynalardan soğuması
nedense
hep aynı saatlere denk geliyor.

bazen de
elleri cebinde sigara içmenin kalfası,
ağlamanın acemisi,
gideni seyretmenin ustası insanları arkasında bırakır tren
buna rağmen ilerleyişi
soğuk metalinden.

kalanın fikri daima
aynalardan uzak bir gar bankına yerleşmek
böylelikle kapıda karşılamak
belki de dönmeyecek olan gideni geri getirecek
muhakkak ki bir akşamüstü trenini.

o yüzdendir ki
bütün garlar
ıslak bir keder kokar
ve her şeye rağmen
bütün garlar güneş alır

bu da umut etmenin kafiyesiz söylenişi.


Çağdaş Ünbal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder