o türküler çarptıkça kıyılarına
bir kadın bekliyor
kırmızı paltosu sanki imzası
birleştirmiş ellerini
otogar mı desem hal önü mü
bir bulvar belki incecik
kadın kaldırmış başını
türkü söylüyor.
herkes gidiyor
o da gitmeli muhakkak
dudaklarını ısırıyor, ağlamıyor
inat ediyor
o kış akşamından hesap sorar gibi
türküye eşlik ediyor.
karıştırıyor çantasını
bulmak istiyor bir eski eşyasını
durmuş bulvarın ortasında
birleştirmiş ellerini
alayına küfreder gibi
türkü söylüyor
kırmızı kederli kadın.
sallanıyor bir ince dal gibi
bedeninde çiçeklere yer açar gibi
kiraz mı demeli erik mi bilmem
bir portakal belki kokusu burnunda
tutunur gibi yaşama
türküye eşlik ediyor
kederi saklı kadın.
türkü bitecek
yollanacak hayatına buharı ağzında
bahara dayanmışken sokaklar
incecikten titreyecek şair bozuntusu
altüst olacak tüm dengesi
bir iki kelam edip
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder