22 Nisan 2013 Pazartesi

Çaresizliğe Önsöz


"bir rakı ne kadar ısınabilir ki niyetini almış biri için"


akrobatların bir bildiği yok 
ben o yolu türkü söyleyerek geçiyorum kötü sarhoşladığım akşamlarda
yanmayan sokak lambalarını fırsat bilip
yüreğimi kusuyorum her birinin altına
-sokak köpekleri bu gösteri için oldukça sessizler-

ben nasıl ki sevdiğim kadına rast geldiğimde saklanacak yer arıyorsam
bürünüyorsam bir başkasının kimliğine
yani utanıyorsam 
neyse işte bazen insan en olmayacak şeye güceniyor
ve rakının ısınması o insana bir anlam ifade etmiyor.

ben o kapıları durmadan çalıyorum
ses duysam galip sayıyorum kendimi
ama bir terslik var bu durumda
elini sıkmışlığım yok kimsenin
dua etmek için uygun yer kollamak korkakların işi
ki ben o korkakların başta gideni
kapıya varmadan ettiğim dua 
ulaşmıyor demek ki zamanında.

bunu burada söyledim ki bilin
kapı çalınıyorsa en azından delikten bakmalı insan
beklenmedik misafirler rahat kaçırabilir, amenna
ama bir kapı çalınıyorsa bir diyeceği vardır belki birinin
gözlerinde acının fragmanını görmek için olmasa da
bu acının sahibini bir kez olsun görmek için
kapı çalınıyorsa en azından delikten bakın.

işte ben yürürken yollarda
bu denli kafa karışıklığını sulamışken rakıyla
bir kez olsun köpek ulusa başarısızlığıma 
saklanmaktan vazgeçip karşısına çıksam sevdiğim kadının
kapıları açmayacaklar belki yine
bir ihtimal delikten gözetleyecekler bu acının sahibini
el sıkışacağım kimisiyle kimbilir
akrobatlarla bir alıp veremediğim yok
bu alkış bu coşku benim için oldukça fazla
neyse işte
bazen insan en olmayacak şeye güceniyor
akrobatlar,
kapı ardında sessizce soluyanlar,
sevdiğim kadının topukları,
sokak köpekleri
ve pakette kalmış son sigara
ılık rakıya bir anlam katıyor
fakat soğumuyor insan yüreğini
en olmadık şeylere gücenip
kapısını çaldırtıyor evde olmayanların.

Çağdaş Ünbal








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder