-Pardon. Saatiniz kaç acaba?
Burada ikiyi yedi geçiyor
fakat paris'te biri yedi geçmekte
hayır canım paris'i hiç görmedim
görmek isteyip istemeyeceğimi bile düşünmedim hatta
bunun ne anlamı mı var
asıl siz bu kadar güzelken
ben paris'te olmuşum
anadolunun göbeğinde doğmuşum ne önemi var.
yollar diyorum
mutlak inançla varlar
getiren götüren olmaktan ziyade
duran ve yeryüzü
yani ayağımın altı
bağışlayın yanlış sıktım
bir filozoftan ziyade
bir deliyim
yani öyle diyorlar
oysa siz deli olamayacak kadar güzelsiniz
öyle bir adınız vardır ki sizin
hiç bir deliye yakışmaz
hasta kelimesini sıfattan saymaz.
saat ikiyi yedi geçiyor
hayır güzelim on geçmiyor yedi geçiyor
elbette on geçecek birazdan
ve siz olmayacaksınız o zaman karşımda
şimdi siz karşımdasınız ve saat ikiyi yedi geçiyor
ne olur zorluk çıkarmayın
her saatin yedi geçeninde
hüzünle yad edeceğim sizi
ve kırmızı bir kalemle altını çizeceğim
sizle geçirdiğim altı saniyenin
fakat bunu siz hiç bilemeyeceksiniz
oysa her şeyi bilir gibi bakan gözleriniz var
beni yeterince ukala bulmadınız, biliyorum
o yüzden bütün kuşları öldüreceğim
-İkiyi on geçiyor
-Teşekkür ederim.
-Rica ederim.
Çağdaş Ünbal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder